İş yerimizde stresi azaltalım, esenliği ve performansı arttıralım. İyi de nasıl?
Zihni berrak, kalbi büyük liderlerimiz olsun. İyi de nasıl?
Başarılı liderlik ile ilgili en sevdiğim tanımlardan biri soğuk kalpler ve sıcak zihinlerin hiçbir şeyi başaramayacağı fikri üzerinedir.* Başarılı bir liderlik için berrak zihin şart. Berrak zihinlerden oluşan bir kumpanyayı nasıl yaratırız?
Bir Berrak Zihin aktivitesi olarak Mindfulness
Bireylerin, organizasyonların sağlığı yanı sıra ulusların daha esenlikli, sağlıklı hale gelebilmesi için oluşturulan devlet politikalarının olduğu bir zamanda yaşıyoruz.
ABD ve İngiltere “A mindful nation” önermesi ile hükümet planlarına eğitim, sağlık, iş hayatı ve suçun azaltılması başlıklarında bu konuyu taşıyor.
Araştırmalar gösteriyor ki insanlar uyanık oldukları zamanın neredeyse %47’sinde yaptıkları şeyden başka bir şey düşünüyorlar. Başka bir deyişle çoğumuz otomatik pilotta yaşıyoruz.
Hani bazen bazı insanlar için, “bedeni burada ama ruhu uzakta”, “aklı bir karış havada” gibi benzetmeler yaparız? İşte otomatik pilotta olduğumuzda başımıza gelen bu. Aslında bu, insanlığın ortak hastalığı. Zihin, kalp, beden bağlantısı kopmadan nasıl yaşayacağız? Bu hastalıktan kendimizi, şirketimizi nasıl koruyacağız?
Çoğunlukla analitik zekânın onurlandırıldığı,
bir baktın mı exceldeki eksiği şrrrak diye görme özelliğinin prim yaptığı,
duygusal farkında lığın düşük seviyelerde yaşandığı,
sen odadan çıktıktan sonra insanların kendini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış hissettiği,
hangi değerlerin yüceldiğinin bulanıklaştığı ortamlarda
Berrak zihinleri, açık gönül gözlerini, kendini bilmeyi nasıl mümkün ve sürekli kılacağız?
Kendi iyilik kültürümüze odaklanmak
Muhtemelen şu anda bunları okurken zihnimizin içinde küçük bir iç ses de bizimle.
Ne anlatıyor bu kadın, yazı bir yere bağlanır mı, eve giderken muz alayım, geçen gün Sinem de bu konudan bahsetmişti… diye devam eden pek çok düşünce dolanıyor olabilir zihnimizde. Bu sesin olmadığı yer euphoria!(mutluluktan uçma) hissi verebilir. Sesi susturmaya çalışmak değil ne söylediğinin farkına vararak bir adım geriden dinlemek önerilir diyelim ve yazıya konsantre olmaya çalışalım.
Mindfulness şimdiki ana yargısız ve açık olarak dikkatini vermek ve bu anda her ne meydana geliyorsa kabullenmektir.
Bugüne kadar bu kavram ile ilgili duyduğum, düşündüğüm kelimeleri paylaşıyorum:
Bu kavramı liderlik gelişim programlarının içine yerleştiren kurumlar var malumunuz:Search Inside Yourself @ google
Rasyonalitesi yüksek olan kurumsal dünyada zihne bakma, nefesi fark etme, anda kalma, olanı olduğu gibi kabul etme, duygusal gerçekliği araştırma gibi kavramları masaya bıraktığımızda kurumsal hayatın o her yeni konsepti, trendi tüketen ya da eleştiren çarkları içinde pratiğin zarar görmemesi için de bir sorumluluğumuz var.
Buna her kurumun, her bireyin kendine özgü sistemi, işleyişi olduğu gerçeğini eklediğimde uzak durmamız gereken bir şey varsa onun da hazır reçeteler olduğunu düşünüyorum.
Filanca şirket uygulamış biz de şöyle yapalımdan ziyade o şirket, o biricik kişi bu gömleği nasıl giyer üzerine onu düşünmeli/denemeli
Olayın özüne inebilmek ve mutlaka bu işin ehli kişilerle bu çalışmaları gerçekleştirmeli.
Kökleri mindfulness pratiklerinden beslenen kendi “iyilik kültürümüzü” yaratmalı.
Bunun tek bir kişisel gelişim seansı, eğitimi gibi görülmeyip bireyler için hayat pratiği haline getirilmesini sağlayacak yapılar kurmalı.
A Mindful Company, bence şimdilik, Zihni Berraklar Kumpanyası yaratabilmenin inceliklerini ilerleyen yazılarda ele almak üzere…
Ayda ortalama 3 e-posta gönderdiğimiz e-bülten aboneliğine kaydolarak yeni eğitim duyuruları, ücretsiz online webinarlar ve blog yazılarından haberdar olabilirsiniz.
4 Isis Court, Grove Park Road, W4 3SA, London
@2015-2023 MindfulnessTR,